logo

Erdoğan: 'Çok yönlü kampanyalarla manevi değerler tahrip edilmeye çalışılıyor'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Nisan 2018’de Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada Yeşilay’ın kuruluşuna vesile olan olayların günümüzde de benzerlerinin yaşandığını vurguladı. Manevi değerleri tahrip etmeye yönelik politika ve kampanyalara değinen Erdoğan, gençlerin korunmasının öneminden bahsetti.

İnsanı sadece maddi yönden değerlendiren bir anlayışın başarılı olmayacağını belirten Erdoğan törende şunları söyledi:

“Bir ülkenin asıl zenginliği, yeraltı ve yerüstü kaynakları değildir. Güçlü ülke, sanayisi, ekonomisi, ticareti, ordusu güçlü devlet manasına gelmez. Elbette bunların tamamı gereklidir, önemlidir. Her biri kendi başına bir değerdir. Ancak bize göre bir milletin en büyük hazinesi, en büyük güç kaynağı, ruhen, zihnen ve bedenen sağlıklı nesillere sahip olmasıdır. Evlatlarımız ne kadar zinde, ne derece sağlıklı olursa ülkemizin geleceği o kadar parlak, o kadar aydınlık olur.

"İstanbul 1920 yılında işgal kuvvetlerinin eline düştü." diyen Erdoğan, o dönemde gençliği ifsat etmek, gençlerin direniş azimlerini kırarak zihnen köleleştirmek için işgal kuvvetlerinin gemilerle getirdikleri binlerce kasa içkiyi bedava dağıttığını söyledi. Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: "Bunu gören millet sevdalısı, sorumluluk ve şuur sahibi bir avuç insan Şeyhülislam İbrahim Haydarizade’nin himayesinde Yeşilay’ı kuruyorlar."

"Bundan bir asır önce, işgal ve istiklal mücadelesinin gençler üzerinden verilmesi gerçekten çok anlamlıdır. Milletin gerçek bağımsızlığına giden yol aynı zamanda sağlıklı, şuurlu, milli manevi değerlerle mücehhez gençlere sahip olmaktan geçer” diyen Erdoğan, “İşgal kuvvetlerinin de aynı saiklerle genç kuşakların zihin, ruh ve beden sağlığını hedef almaları bu yüzdendir” dedi.

1920’de İstanbul limanında yaşanan hadisenin tarihte ilk olmadığını ve Güney Asya'dan Afrika'ya kadar birçok ülkede benzer olayların yaşandığını belirten Erdoğan, bugün de benzer politikaların görüldüğünü ve genç kuşakları ifsat etmek için bilinçli ve çok yönlü bir kampanya yürütüldüğünü söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:

“Bir milleti var kılan, onu ayakta tutan prensipler de dinamitlenmeye çalışılıyor. Örneğin ahlak ve edep tahkir edilirken, eyyamcılık teşvik ediliyor, vakarlı olmak hor hakir görülürken, hedonizm göklere çıkartılıyor, şuur ve özgüven sahibi olmak dünyadaki varoluş gayemizin bilincinde olmak utanç duyulması gereken hasletler gibi sunuluyor.

Sayıca az ama sesi çok çıkan bazı çevreler de genç kuşakları ifsat kampanyasına taşeronluk yapıyor. Bu kesimler bir taraftan sınırsız özgürlük kisvesi altında her türlü marjinalliği, ahlaksızlığı, kötü alışkanlığı överlerken diğer taraftan da milli ve manevi değerleri tahrip ediyorlar. Bitmez tükenmez bir kinle bu ülkeyi ve milletimizi asırlarca ayakta tutan taşıyıcı sütunlarına hücum ediyorlar.

Gençlerimizin inanç anlayışı üzerinden gündeme sokulmaya çalışılan tartışmaları da bu minvalde değerlendiriyoruz. Bu tip tartışmalar kesinlikle objektif ve iyi niyetli değildir.

Sıhhati şüpheli haberler ve örnekler, formülasyonu sinsi sorular üzerinden gençlerimizin imanını, ahlakını ve akaidini yani itikadını tartışma konusu yapmak kesinlikle art niyetlidir.Yapılan bir sosyal mühendislik işidir. Bu projenin amacı da sorunu tespit etmek ve çözüm bulmaktan ziyade yapay bir gündem oluşturarak gençlere tuzak kurmaktır.“

Gençlerin kendilerine kurulan bu tuzağı boşa çıkartacak basirete ve ferasete sahip olduğuna inandığını ve gençlere güvendiğini belirten Erdoğan “Suni gündemlerle ülkemizi meşgul eden çevrelerin amaçlarını çok iyi biliyoruz. Biz elbette bunlara boyun eğmeyecek, tuzaklarına düşmeyecek, doğru bildiğimiz yolda yürümekten bir an olsun vazgeçmeyeceğiz” diyerek, “kadim değerlerimizden, ahlak ve edebimizden asla taviz vermeden, evlatlarımızı en donanımlı şekilde yetiştirmeye çalışıp, sürekli form değiştiren zararlı alışkanlıklardan da uzak tutacağız” şeklinde konuştu.