logo

Klasik eğitim metodları bugünün öğrencisine nasıl etki edebilir?

Son 20 yıldaki teknolojik gelişmeler aldı başını gidiyor. Nereden baksanız, son 5 bin yıllık gelişmeleri gölgede bıraktı. Akıllı mobil telefonlar adeta vücudumuzun yeni ve en önemli organlarından biri haline geldi. Pek çoğumuz, özellikle de gençler, onsuz yaşayamaz hale geldiler.

Beş on saniyede bir ekrana göz atmazlarsa tedirgin oluyorlar; internet bağlantısı kesildiğinde ise kimyaları bozuluyor.

Onlar için öğrenmenin, sosyalleşmenin, eğlencenin, yeni dünyalar sağlamanın adresi artık okullar, kitaplar, sokaklar, kulüpler değil; varsa yoksa dijital dünyalar.

Onlara göre, orada her şey var, fazlasına hiç gerek yok!..

Bu noktada can alıcı soru şu, kapitalizmin ya da işadamları ve mühendislerin hırsı, bilimi ve teknolojiyi olağanüstü boyutlara getirdi ve getirmeye de devam ediyor.

Peki, bu hıza devletler, aileler ve en önemlisi de eğitim sistemleri ne kadar hazır?

Öğretmenler mühendislerin, okullar Ar-Ge merkezlerinin, bilgi de paranın gücüne ve hızına ulaşabildi mi?

Bırakın kuşaklar arası farklılığı, kardeşler arasında çatışmalar yaşanmaya başlandı.

İşte böylesi bir süreçte, Berlin’de, eğitimin geleceğini konuşuyoruz.

Sakarya Üniversitesi’nin uluslararası partnerleriyle yıllardır farklı ülkelerde gerçekleştirdiği konferansa, dünyanın dört bir yanından 500 katılımcı var.

Konuşmacılar ise dünyanın en iyi üniversitelerinden.

Peki, neler konuşuluyor?

Benim dışımda herkes akademisyendi. Ben de bir gazeteci, veli ve dışarıdan bir göz olarak, geleneksel eğitimin bugünün çocuklarına ne kadar hitap ettiğini ve teknoloji bağımlılığını sorguladım. Sonraki konuşmacılar da fazlasıyla bu konulara dikkat çektiler.

Yani eğitimde değişim sancısı sadece bizde yok. ABD başta olmak üzere tüm ülkeler yeni bir arayış içerisindeler...

Robot öğretmenler!

İşte dört gün sürecek konferansın ilk gününden çarpıcı satır başları:

- Yeni öğrenme ortamlarının sağlanması gerekir.

- Toplu eğitimden bireysele geçmeli, sosyalleştirme programları artırılmalıdır.

- Yenilik yapılması gerektiğini herkes söylüyor ama değişen bir şey olmuyor. Farklı hocalarla, farklı sesler artırılmalıdır.

- Gençler üniversiteden borçla mezun oluyor ama iş bulamıyor. Mezunların becerilerini, işverenlerin ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda geliştirmeliyiz.

- Amerika’da yaptığımız bir araştırma göre, öğrencilerin yüzde 68’i part-time ya da full-time çalışıyor, yüzde 66’sı bölüm değiştiriyor.

- Eğitim için yeni stratejiler ve yeni ortamlar geliştirmeliyiz.

- Ödüllendirmeye daha fazla önem verilmeli.

- İnternetten öğrenme şu an için çok etkili değil; ekran öğretmenin yerine geçmez diyoruz ama yapay zekâdan sonra bu da olacak.

- Yüzeysel öğrenmeyi derin öğrenmeye nasıl dönüştürürüz, bunu araştırmamız gerekir. Öğrencilerin yazma becerileri geliştirilmelidir.

- Araştırmaya daha fazla önem vermeliyiz.

- Öğrendiklerini pratiğe dönüştürecek ortamlar gerekiyor.

- 4 yılın sonunda, dünyaya dönüp baktığında, benim öğrendiklerim bunlar değildi diye şaşırmamalı.

- Sınıf odaklı eğitime bay bay deme zamanı geldi.

- Ders verilen ortamların sınırları olmayacak.

- Öğrenciler, farklı ülke ve farklı üniversitelerden dersler alabilecek.

- Hocalara, kendilerini geliştirecekleri zaman ve para verilmeli.

- Yaşam boyu öğrenmeye çok daha fazla önem verilmeli.

- Dijital fırsat eşitliği sağlanmalıdır.

- Sosyo-ekonomik statü, ülke ve cinsiyet ayrımı, eğitime ulaşımı kısıtlamamalı.

- Liseden üniversiteye geçişte boşluk var ve bunu düşünmek zorundayız.

- Öğrenci lisedeyken de dijital ortamda üniversite dersleri alabilmeli.

Bilgi paylaşımı

- Öğrencilere öğrendiklerini tartışacak ortamlar oluşturmak gerekir.

- Veri tabanlarına nasıl ulaşacaklarını, etik değerleri ve öğrenme stratejisini öğretmeliyiz.

- Otomasyona, robotlara ve yapay zekâya karşı çıkmak yerine, insani işleri biz yapıp, robotların işini de onlara bırakmalıyız.

- Makineler insanları idare edecek diye panik olmayalım, zaten eskiden de başkaları yönetiyordu.

- Soyut düşünmeyi makineler yapamaz.

- Öğrenme teknolojilerine daha fazla kafa yormak gerekir.

- Öğrenciler cep telefonlarını eğitim için kullandıklarını söylüyorlar, peki öyle mi?

- Sınav kâğıtlarını okuyan yazılımlar çıktı, bu da hocalara zaman kazandırıyor.

- Yakında kampüslerde yapay zekâ kullanan robotlar olacak ve onların topladığı verilere göre, yeni öğretim stratejileri geliştirilecek.

- Ölçme ve değerlendirme daha çok veriye dayanacak, hocaların denetimi teknolojiyle daha da artacak.

- Kişisel yönlendirme daha öne çıkacak.

- Teknoloji ve ekonomi eğitimin gelişimi için itici güç olacak

- Değişimi dışarıdan birileri bize söylememeli, bize dayatmamalı, öncüsü biz olmalıyız.

- Öğretmenin, öğrencinin, okulun rolleri değişecek...

Özetin özeti: Türkiye’de kafayı öylesine kuma gömmüşüz ki olup bitenleri görmek için ille de dışarılara çıkmak gerekiyormuş!..

Abbas Güçlü / Milliyet