logo

'Çocuğu geleceğe hazırlamak yerine şimdiye uyandırmalı'

Prof.Dr. Ziya selçuk, her çocuğun farklı bir parmak izine ve farklı bir mizaca sahip olmasına rağmen onlara tek tip müfredat verildiğini, onların zeka ve yeteneklerinin gözardı edildiğini vurguladı.

Kısa bir süre Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı da yapan Prof.Dr. Ziya selçuk, evrensel ve fıtri eğitim alanlarında insanın mizacına uygun önerilerde bulundu.

Mizaç bir tohumdur

Mizaç, Karakter ve kişilik gibi kavramların tanımını yaparak söze başlayan Selçuk: “ Mizaç (huy), doğuştan gelen ve hayat boyu değişmeyen, kendine özgü algı, arayış, motivasyon ve potansiyelleri bulunan yapısal bir çekirdektir. Kişilerin hayattaki temel ihtiyaç, beklenti ve bakış açılarını belirler. Yani kısaca mizaç bir tohumdur ve hayat boyu değişmez. Karakter ise mizaca bağlı olarak gelişir.” diye konuştu.

“Dokuz Tip Mizaç Modeline göre her insan, dokuz farklı mizaç tipinden biri ile dünyaya gelir. Bu dokuz ayrı tipin hepsinin kendisine göre bir arayışı, yönelimi ve ihtiyaç dili vardır. Mizaç tipleri isimlerini, o mizaç tipindeki bireylerin en temel ihtiyaç ve arayışlarından alır.” Her bir mizaç tipinin kendine özgü potansiyel, algısal öncelik, beklenti, motivasyon ve yönelimleri olduğunu ifade eden Selçuk modelin detaylarını; “Mizaç Temelli Eğitim Yaklaşımı eğitimcilere, öğrencilerin farklı mizaç yapılarına dair farkındalık kazandırarak, bireysel farklılıklara uygun bir eğitim modeli sunar. Böylece öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına cevap verebilen ve kendi potansiyellerini ortaya koyabilecekleri gerçek bir öğrenci merkezli eğitim modelinin uygulanması sağlanmış olur.” şeklinde açıkladı.

Her çocuğun parmak izi farklı

“Her çocuk parmak izi kadar farklıdır. Peki, neden her çocuğumuza aynı müfredatı veriyoruz? Diye soran Selçuk, “Müfredat aslında zekâ ve yetenek temellidir. Fakat bizim eğitimimizdeki müfredat hafıza temelli. Eğitim kişinin içindekini destekler. Ona dışarıdan bir şey vermez. Eğitimin temelinde insanın mutlu olması vardır. Fakat bugün ki eğitimin temelinde başarı var. Eğitimin amacı çocuğu geleceğe hazırlamak değil, şimdiye uyandırmaktır” diye konuştu.

Çocuğa tek tip müfredat olur mu?

Prof. Selçuk şunları söyledi: “Her çocuk parmak izi kadar farklıdır. Peki, neden her çocuğumuza aynı müfredatı veriyoruz? Neden herkese aynı paket gidiyor ve niye herkese aynı sınavı yapıyoruz? Niye herkese aynı dersi verip aynı ödevi veriyoruz? Hani her çocuk farklıydı? Peki bu yapılabilir mi? Elbette yapılabilir. Hele bu çağda. Çünkü her çocuğun müfredatı kendi içinde saklıdır. Yani dışarıdan uzmanların bir müfredat hazırlayıp bunu okullarda çocuklara müfredat diye sunması aslında çocuğa yapılmış en büyük hakarettir. Bu anamda da aslında öğretmenler ve eğitimciler ortaklaşa suç işliyorlar. Her çocuk farklı fakat bütün anne-babaların hayalindeki çocuk aynı... İşte bu çocuğu anlamamak ve onun haysiyetine ve doğasına karşı çıkmaktır" dedi.

Milli Gazete